12 Kasım 2008 Çarşamba

---MEYVE FİDANLARI

Sıkca sororulan sorular ve cevapları

Soru: Ceviz fidanı bir dönüme kaç adet dikilir?

Cevap: Bir dönüme 14 adet fidan dikilmesi uygundur.

Soru: Ceviz fidanlarının arasına ara tarım yapabilir miyiz?

Cevap: Evet yapabilirsiniz.Meyve fidanı,asma sulanabilir her çeşit bitki dikilerek azami 10-12 sene ürününden faydalanmak suretiyle tarla değerlendirilir ve iki üründen 10-12 sene faydalanılabilir.

Soru: Badem fidanının arasına başka meyve ağacı dikilebilir mi?

Cevap: Hayır.Zaten 6 metre arayla dikildiği için mümkün değildir.Ancak sulanabilir yıllık bitkiler dikilebilir.

Soru: Bulunduğum yörede hangi çeşit fidan kullanmalıyım?

Cevap: Her yöreye uygun fidan artık üretilmekte olup yüksek rakımlı yerlere ayrı çeşit,sahil kesimlere ayrı çeşit fidan vermekteyiz.

Soru: Toprak tahlili gerekli midir?

Cevap: Evet.Yapılırsa toprağın hangi ürüne uygun olduğu anlaşılır.

Soru: Desteklemeyi nasıl alabiliriz?

Cevap: Devlet,10 dekar ve üzerindeki arazilere dönüm başına 250 ytl geri ödemesiz destek yapmaktadır.Bunun için yapmanız gereken sertifikalı fidan ekerek faturasıyla beraber evraklarını tamamlayıp ilçe tarıma başvurmanız gerekmektedir.

Soru: Bu evraklar hakkında bilgi verebilir misiniz?

Cevap: Bu evrakların tamamını biz sizin için hazırlıyoruz.

Soru: Tüplü fidan ne zaman dikilmelidir?

Cevap: Tüplü fidan, yılın 12 ayı dikilebilir yalnız yaz aylarında özellikle dikildikten sonra kış aylarına oranla daha çok su ister.Suladıktan sonra herhangi bir sorun yaşamazsınız.

Soru: Tüplü fidan ve köklü fidan arasındaki fark nedir?

Cevap: Tüplü fidan hem yılın 12 ayı ekilmektedir hem de sökerken kökü herhangi bir zarar görmediği için ilk yılı yavaş gelişmekle beraber sonraki yıllarda köklü fidanı gelişim olarak yetiştiği görülmüştür.Tüplü fidan, uzun yollarda dayanıklı olmaktadır. çünkü kökleri torbanın içinde olduğu için herhangi bir zarar görmemektedir.

Köklü fidan: Hem boy olarak tüplü fidandan daha boyludur ve ortalama 0,80 ile 1,50 metre arasında boyu olduğu için ve yüksek yerler hariç bakımı da iyi olursa tüplü fidandan daha hızlı gelişim gösterdiği saptanmıştır.

Soru: Fidanlardan kaç senede ürün alırız?

Cevap:Bodur fidanlarda 2 yılda, yarı bodur ve normal fidanlarda genelde 4 yılın sonunda ürün almaya başlarsınız.

Soru: Fidan dikimini nasıl yapmalıyız?

Cevap: İzlemeniz gereken adımlar şunlardır:

Köklü fidan için:

1. Kuracağınız bahçenin projesini yaptırın ve fidanların dikim yerlerini kireç veya çubuk ile belirleyin.

2.Çukurları en az 50-50 cm veya 90-90 cm açın.

3.Çukurdan çıkan toprağı dışarıda bırakın. Yüzeyden yanmış toprağı %10 kestane veya eski hayvan gübresi karıştırılarak çukura tekrar doldurun.

4.Dikilecek fidanın kök ve tepe budamasını yapın.

5.Doldurduğunuz çukurdan fidanın kök çevresine göre kürek ile yer açın ve fidanı yerine koyun. Köklerini ört ve ayak tabanı ile iyice sıkıştırın.

6.Fidanın rüzgardan etkilenmemesi için çıta ile bağlayın.

7.Toprak kuru ise can suyu verin.

Tüplü fidan için:

1.Yukarıda yazılı olan 1,2,ve 3.maddelerin aynısını uygulayın.

2.Doldurduğunuz çukurdan fidanın torbası büyüklüğünde yer açın.

3.Torbadaki toprağı dağıtmadan poşeti keserek çıkartın ve fidanı yerine koyun.

4.(Çok önemli)Çevresindeki kalan boşluğu el ile doldurun ve eski kesinlikle toprağa sıkıştırmadan öylece bırakın.

5.Rüzgardan etkilenmemesi için çıta ile bağlayın ve can suyu verin.

----ORGANİK TARIM SORULARI VE CEVAPLARI

- Organik tarım ile ilgili daha fazla bilgiyi nasıl edinebilirim?

Organik tarım uygulamaları, yönetmelikler ve başka konular ile ilgili daha fazla bilgiyi ICEA web sayfasından edinebileceğiniz gibi Tarım ve Köyişleri Bakanlığı sitesinden de güncel bu konuda bilgi edinebilirsiniz. Ayrıca Türkiye de şu anda faal olan derneklerden (ETO - Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği), (Orgüder - Organik Üreticiler Derneği) ve üniversitelerden (Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü) daha teknik ve detaylı bilgilere ulaşmanızda mümkündür.

10.Haziran.2005 tarih ve 25841Sayılı Resmi Gazete'de yayınlanmış olan 'Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik' edinmek için tıklayınız.

01.12.2004 tarih ve 5262 sayılı Organik Tarım Kanunu yüklemek için tıklayınız.

Ülkemizde ve dünyadaki yönetmelik ve standartlar hakkında daha fazla bilgi almak için ekli dokümanı inceleyebilirsiniz. Yönetmelik ve Standartlar

- Organik Tarım nedir ve başlamak için ilk etapta ne yapmak gerekir?

Organik tarım, sağlıklı gıdalar üretmek ve doğanın dengesini bozmamak amacıyla bitkisel ve hayvansal üretimin uygun ekolojilerde, kültürel tedbirler, biyolojik mücadele ve doğal gübreleme yoluyla gerçekleştirilen tarımdır. Organik, ekolojik veya biyolojik tarım 1980'li yıllarda dünyada başlayan ekolojik dengenin bozulması ve sağlıklı ve güvenilir gıdalara daha fazla talep edilmesi ile oluşmuş bir tarım modelidir.Belli bir tüketici kitlesi olup bu tarım modeline inanan üreticilerden gelen kontrollü ve sertifikalı ürünleri tercih etmektedirler. Organik tarım gönüllük esasına dayanmakta olup mevcut diğer tarım modellerine rakip değildir. Organik tarıma başlayacak bir üretici öncelikle bu konuda yeterli bilgiye sahip olmalı ve elindeki üretim alanın gerek çevre, gerek üretmeyi planladığı ürünle uygunluğuna karar vermelidir. Üretime geçmeden önce pazar araştırması yapması tavsiye edilir. Organik tarıma başlamaya karar veren kişi veya firma Türkiye'de Tarım ve Köyişleri Bakanlığından çalışma izni almış, EN45011 akreditasyonuna ve yönelmeyi planladığınız ülkenin geçerli akreditasyonuna sahip olan bir kontrol ve sertifikasyon kuruluşuna başvurmalıdır.

- Arazimde hangi ürünü üretmeliyim ve nasıl pazarlayabilirim?

Arazinizde üretmeyi planladığınız veya olan üretimin organik pazar açısından değerlendirmesinde üretimin toprak, klima, çevre gibi ekolojik kriterlere uygunluğunu, hastalık ve zararlılarla mücadele de organik tarım metodlarıyla mücadele edebileceğinize ve ekonomik bir verim elde edebileceğinize ait kriterlere bakmalısınız. Varolan organik üretim büyük bir oranda yurtdışına ihracat edilmekte olup uzun ömürlü ürünler (kuru üzüm, kuru ncir, fındık bakliyat, zeytinyağı) olduğu gibi iç piyasada değerlendirme durumunda ise günlük tüketilen gıda ürünlerinin (yaş meyve ve sebze gibi) pazar bulunması durumunda düşünülmesi gerekir. Kontrol ve sertifikasyon kuruluşları yönetmelikler dahilinde üreticilere danışmanlık yapmaması gerektiği gibi ticari faaliyetlerinizden de uzak kalmalıdır. ICEA olarak biz ürünlerinizin pazarlama olasıklarını araştırmada sizlere bu konuda ticari olarak üretimini yapan, işleyen, pazarlayan ve ihraç eden firmalara yönelmenizi tavsiye ederiz. Bu kişi ve müteşebbislere İhracatçılar Birliğinden, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı web sayfasından ve diğer kurumlardan alacağınız bilgilerle ulaşabilirsiniz.

- Organik tarıma başlamada kontrol ve sertifikasyon prosedürü nedir?

Organik tarıma başlamak için belirlediğiniz kriterler doğrultusunda yetkili bir kontrol ve sertifikasyon kuruluşuna başvurmanız, talep ettiğimiz bilgi ve dokumanları sunmanız gereklidir. Bu bilgi ve dokumanlar arazinize ait bilgiler (tapu, arazi haritası), yetiştiriciliğe ait bilgiler (son yıla ait yaptığınız tüm zirai uygulamaları ve üretime ait detaylı bilgi), kişi bilgileri (nufüs cuzdanı fotokopisi), işletme bilgileri (işletmenizin üretimine ait bilgiler, üretim izinleri, adres) ve iletişim bilgileridir (tel, fax, email vb). Bu başvurunuz sonrası hazırlanan fiyat teklifi ve anlaşmanın imzalanması sonrası organik üretiminiz kontrol ve sertifikasyon işlemlerine başlar.

Organik tarımda kontrol nedir, nasıl yapılır gibi daha çok bilgiye sahip olmak için ekli dokümanı inceleyebilirsiniz. Organik Tarımda Kontrol

Organik tarımda sertifkasyon nedir, tipleri süreç gibi konularda daha çok bilgiye sahip olmak için ekli dokümanı inceleyebilirsiniz. Organik Tarımda Sertifikasyon

- Organik üretimin esasları ve süreç

Organik tarım metotlarıyla yapacağınız üretimde çevre yani bulaşma (kontaminasyon) risklerine dikkat etmelisiniz. Ülkemizdeki arazi yapılarının küçük olması sebebiyle komşularınızın yapacağı uygulamalardan ve yogun trafiğin olduğu ana karayolları gibi sanayii kuruluşlarından etkilenme riskini analiz etmelisiniz. Toprak verimliliği organik tarımda esas olup yapacağınız toprak işleme cinsine ve sayısına dikkat etmelisiniz. Uygulayacağınız toprak iyileştiriciler ve hastalık ve zararlılarla mücadele kullanabileceğiniz materyaller yönetmelik içindeki eklerde belirtilmiş olup listede bulunmaması durumunda kullanımı yasak demektir. Organik tarım metotlarıyla üretim için mutlaka üniversite veya uzman kişilerden gerekirse başlangıcında teknik bilgileri danışmanlığı almanızı öneririz.

Organik tarıma başladığınız yıl elde edeceğiniz ürünü organik olarak pazara sunacağınızı düşünmemelisiniz. Zira tek yıllık bitkilerde (sebze ve tahıl gibi) 2 yıl çok yıllık bitkilerde ise 3 yıl geçiş uygulanmaktadır. Arazinizin bakirliği ve önceki yıllarda yaptığınız uygulamaların ispatı durumunda bu süreç kısaltılabilse de aynı yıl sertifikalanması sözkonusu değildir. Ancak dağdan yabani olarak toplanan ve hiçbir kültürel işleme tabi olmayan ürünler için istisna söz konusu olup bunların incelenmesi durumunda yabani - doğal toplama ürünü olarak organik sertifikayı aynı yıl içerisinde kazanabilir.

- Organik Tarımda kontrol ve sertifikasyon maliyeti ne kadardır?

Kontrol ve sertifikasyon bir hizmet olup sizlere net fiyatlar verilmesi anında pek mümkün değildir. Zira yıl sonunda tüm kontrol ve sertifikasyon süreci tamamlandığında farklı fiyatlarda karşınıza çıkabilir. Fiyat değişkenliğindeki sebepler: Kontrol edilecek birimin uzaklığı, buna istinaden seyahat ve konaklama giderleri, birimin alanı ve sayısı, analiz ücretleri, sertifikasyon tipi gibi kriterlerdir. Çok çiftçili proje (kooperatif) veya büyük üretim alanlarında birim alana veya üretimdeki toplama göre bu maliyet düşmekte olup bireysel çalışmalar yerine grup çiftçi olarak bu çalışmalarda yer almanız tavsiye edilir.

- Organik ve konvensiyonel ürünler arasındaki fiyat farkı nedir?

Bu konuda kesin rakamlar verilemez. Ürünün özelliği, marketlere ve ülkelere göre fiyat farkları farklılık göstermektedir.

---ORGANİK-EKOLOJİK-BİYOLOJİK TARIM NEDİR?

ORGANİK-EKOLOJİK-BİYOLOJİK TARIM NEDİR?

Ekolojik Tarım , sağlıklı gıdalar üretmek, doğanın dengesini bozmamak amacıyla bitkisel ve hayvansal üretimin uygun ekolojilerde, kültürel tedbirler , biyolojik mücadele ve doğal gübreleme yoluyla gerçekleştirilmesi öneren, üretimde sadece miktar artışını değil aynı zamanda ürün kalitesinin de yükselmesini amaçlayan alternatif bir üretim şekli olarak tanımlanabilir.

yeşil devrim

Dünya nüfusunun hızla artması ve beraberindeki teknolojik gelişmeler insanları tarımsal üretimde birim alanda en kısa sürede mümkün olan en fazla verimi elde etmeye yöneltmiştir. Bitkileri ve hayvanları hızla büyütmek, zararlı böcekleri öldürmek ve hastalıkları önlemek için sentetik kimyasal ilaçlar bol miktarda ve her sene daha fazla arttırılarak kullanılmaya başlanmıştır. Tarımdaki değişim, teknolojinin ve sanayinin gelişimi ile hız kazanmıştır. Özellikle hızlı nüfus artışı ile birlikte 1960-70’li yıllarda tarımda yeşil devrim adı verilen değişim başlatılmıştır. Bu amaçla değişimde sadece verim artışı hedeflenmiş, sentetik kimyasal tarım ilaçları ve mineral gübrelerin kullanımı artmıştır.
Yeşil devrim; Toprak, hava ve su kirliliği, biyolojik çeşitliliğin yok olması, toprakların çoraklaşması, üretimin marjinal topraklara kayması,
y üzey ve yer altı su kaynaklarının kıtlaşması ve kirlenmesi, iklimsel değişiklikler, küresel Isınma, gibi sonuçlar doğurdu.

organik tarıma geçiş sebeplerı

Konvansiyonel tarımda girdi maliyetlerinin artmasına rağmen verimin düşmesi,
Aile ve gelecek nesillerin sağlığı ile ilgili endişeler,
Hormonlu ve genleriyle oynanmış ürünlerin albenili fakat lezzetsiz olması ayrıca kullanımı ile ilgili sağlığımızı kötü etkileyecek sonuçlar doğurması,
Son 30 - 40 yılda gelinen noktada, kimyasal ilaçlar vb. kullanılarak yapılan tarımın sürüdürülebilir olmadığının görülmesi,

sertifika

Sertifikalı ürün, ekimden hasada kadar geçen sürede sertifika vermeye yetkili bağımsız bir kuruluşça, önceden sıkı bir şekilde tespit edilmiş üniform standartlara göre kontrol altında üretimi sağlanmış ürün demektir. Sertifikalandırma, bu iş için eğitilmiş personel tarafından periyodik aralıklarla yapılan kontrolle gerek çiftçi ve gerekse daha sonraki aşamalarda ürünü işleyen kişilerin belli standartlara uyması sonucunda yapılır.

---KUŞ ĞİRİBİ

Hastalık nedir?

Avian influenza (AI), tavuk vebası, kuş gribi olarakta adlandırılan hastalık; evcil ve yabani kanatlı hayvanların çoğunda solunum ve sindirim sistemine ait belirtilerle birlikte yüksek oranda bulaşma ve ölümle seyreden, insanlardaki grip benzeri bir hastalıktır.
Kanatlılarda Influenza A virusları Yüksek Patojeniteli (HPAI) ve Düşük Patojeniteli (LPAI) diye iki şekildedir. Yüksek Patojeniteli olanlar; ciddi hastalık oluştururlar, Ölüm oranı % 100’e ulaşabilir, H5 ve H7 alt tipleri vardır. Ancak tüm H5 ve H7 alttipleri HPAI değildir. IVPI 1,2 veya daha büyük olmalıdır. Düşük Patojeniteli olanlar; Hafif solunum hastalığıdır, halsizlik ve yumurta veriminde düşme görülür. Diğer hastalıklarla ve kötü bakım ve idare ile daha şiddetli hastalık oluşturur.

Hastalığın etkeni nedir?

Hastalık etkeni Orthomyxoviridae familyasından Influenza gurubuna ait, tek sarmallı, RNA karakterinde genetik madde taşıyan Influenza A virusudur.

İhbarı mecburi bir hastalık mıdır? Bildirimler nerelere yapılmaktadır.?

Evet, 3285 Sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu gereği bildirimi zorunlu bir hastalıktır. Bildirimler İl ve İlçe tarım müdürlüklerine yapılmaktadır.(İletişim Adresleri)

Tavuk Vebası (avian influenza, kuş gribi) ile ilgili Mücadele mevzuat var mı? varsa nelerdir?

Evet mücadele mevzuatı vardır. Bunlar 3285 Sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanununu, Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Yönetmeliği, Tavuk Vebası Mücadele Talimatı (detaylı bilgi için bakınız mevzuatlar bölümümüze)

Kanatlı işletmeleri kayıt altında mıdır?

Evet bütün kanatlı işletmeleri sürü bazında Bakanlığımızca kayıt altına alınmıştır.

Kuş gribi virusu dış ortamda ne kadar süre yaşamaktadır?

Çevrede: Influenza virusları çevresel ortamda ve özellikle serin ve nemli koşullarda uzun zaman sürelerinde canlılıklarını korurlar. Dışkı materyalinde enfektivite 4 0C’de 30-35 gün, 20 0C’de 7 gün sure ile muhafaza olmaktadır. Ayrıca Influenza virusları çok fazla su kuşlarının bulunduğu göllerden ve havuz sularından izole edilmiştir.
Karkaslarda: AI virüsü karkaslarda ortam sıcaklıklarında yalnızca birkaç gün canlılığını koruyabilirken buzdolabı sıcaklıklarında 23 güne kadar canlı kalır. Viremik safhada işlenen kuşlar virüs içeren kanları veya dışkı materyali ile diğer karkasları bulaştırırlar. Paketleme ve depolama sırasında oluşabilen damlama da enfekte karkaslardan kontamine olmuş olma ihtimalinden dolayı önemlidir.
Et ürünlerinde: 560C/3 saat, 600C/30 dak., inaktive olmaktadır.(OIE)
Merkez iç sıcaklığın 70 °C ye ulaştığı bir prosedürde 1 saniyelik süre, HPNAI virüsünün kanatlı etinde inaktivasyonu için uygundur.(OIE ve WHO)
A.B.D Gıda ve İlaç Kurumu (FDA) tarafıdan tüm tavuk ve tavuk ürünleri, yumurta dahil, her birinin merkezi iç sıcaklıklarının en az 83 dereceye ulaşana dek ve bu sıcaklıkta en az 2 dk. kalacak şekilde pişirilmesi önerilmektedir.

Kuş gribi en çok hangi hayvanlarda görülür?

Kanatlı İnfluenza virusları, bütün dünyada birçok evcil (hindi, tavuk, Beç Tavuğu, bıldırcın, sülün, kaz, ördek) ve yabani ( kuğu, kaz, ördek, martı, kutup martısı, bataklık kuşları) kanatlı hayvanlarda bulunmaktadır. Tavuk ve hindilerde İnfluenza‘ya bağlı ciddi hastalık problemleri yaşanırken, göç eden su kuşları özellikle de ördekler, diğerlerinden daha fazla virus saçarlar. İnfluenza virusları ayrıca kafes kuşlarından da tespit edilmiştir (muhabbet kuşu, kanarya, papağan vs). Şu ana kadar yapılan tespitler neticesinde A tipi; insan, domuz, at, balina, mink, fok, Amerikan vizonu ve kedigillerde enfeksiyon oluşturur.

Kuş gribinde bulaşma nasıl olmaktadır ?

* Göçmen kuşlar influenza virusunun ana taşıyıcısı olarak bilinirler ve bulaşmada önemli rol oynamaktadırlar.
* Enfekte hayvanlarla direkt temasta sekrasyonla, çoğunlukla dışkıdan,
* Kontamine(bulaşık) yem, su, ekipman ve elbiselerle,
* İnsanlar ve aktiviteleri,
* Vertikal bulaşma yani yumurta yolu ile anneden civcive bulaşma ile ilgili kesin bir kanıt bulunmamakla beraber enfekte hayvanlardan elde edilen yumurtaların kabuklarında etkenin varlığı saptanmıştır.
* Rüzgarla yayılma muhtemelen çok yakın kümesler arasında olur, çünkü virusun hava yolu ile taşınması birkaç kilometre ile sınırlıdır.

Kuş gribinde inkübasyon(kuluçka) süresi ne kadardır?

Hastalığın Kantlılarda ki kuluçka süresi 3-5 gündür. Genellikle 24-36 saatte hastalık kendini gösterir. Hastalar 1-7 gün (çoğunlukla 24-48 saat) içerisinde ölürler.

Kuş gribinde klinik belirtiler nelerdir?

* Hasta hayvanlarda vücut ısısı yükselir, tüyler kabarır, iştahsızlık, depresyon, şiddetli ishal vardır.
* Yumurta verimi şiddetle azalır ya da tamamen durur.
* Hasta hayvanların göz kapakları kapanabilir, konjuktiva şişmiş ve kırmızı renktedir. Sakal ibik ve gözlerin çevresinde karakteristik olarak ödem ve siyanoz şekillenir. Ödem boyun ve göğüs bölgesine de yayılabilir. Solunum güçlüğü, burun deliklerinden grimsi kanlı bir eksudat gelir.
* Kitle halinde ani ölümler (% 100'e varan) meydana gelir.
* Hastalanan hayvanlar 1-7 gün arasında çoğunlukla iki gün içerisinde ölürler. Akut dönemi atlatan hayvanlarda sinirsel belirtiler, inkoordinasyon, yürüyememe ve ayakta duramama gibi klinik bulgular gözlenir.

Hastalık kanatlı hayvanlardan insanlara geçer mi?

Hastalık bugüne kadar yalnızca, hasta kanatlılarla doğrudan ve yoğun ilişkide olan insanlara (çiftlik çalışanları, tavuk bakıcıları, horoz dövüşçüleri vb.) bulaşmıştır. Yoğun nüfusu olan yerlerde görülmüş olmasına rağmen, hastalıktan son on yılda 70 dolayında insanın ölmesi bunun önemli bir göstergesidir.
Bu konudaki endişeler, hastalıkla ilgili araştırmaların tamamlanmamış olmasından ve bazı teorik tıbbi tartışmalardan kaynaklanmaktadır.
Uzakdoğu’nun bu hastalıktan bu kadar geniş biçimde etkilenmesinin temel nedeni kümes hayvanlarının canlı olarak satılmasıdır. Bu bölgede hâlâ her gün binlerce kanatlı hayvan pazarlarda canlı olarak satılmakta ve insanlar bunları satın alıp evlerine götürmekte, bir süre besleyip daha sonra kesip yemektedirler.

Hastalıklı tavuk eti veya yumurtasını yiyen insanlara hastalık bulaşır mı?

İyi pişmemiş et veya yumurta mikroorganizmalar açısından her zaman bir risk unsurudur. Buna karşılık iyi pişmiş tavuk eti veya yumurtadan insana virüs bulaşması mümkün değildir. Çünkü merkez iç sıcaklığın 70 °C nin derecenin üzerindeki her pişirme virüsü etkisiz hale getirmektedir. Başka bir deyişle Tüketicilerin, kanatlı etlerinin tamamen piştiğine (ette pembe bölgelerin bulunmaması), yumurtalarında uygun olarak pişirildiğinden (yumurta sarısında akışkanlık olmaması) emin olmaları gerekmektedir. Hastalıklı bile olsa, pişirilmiş bir tavuk eti veya yumurtasından bulaşan hiçbir vaka günümüze kadar rapor edilmemiştir.

Hastalık insandan insana geçer mi?

Kuş gribinin insandan insana geçmesi de dünya genelinde görülmemiş bir vakadır. İnsan ölümlerinin çoğunun hastalıklı kümes hayvanları ile ve onların yer aldığı ortamlarla temas sonucu ortaya çıktığı bildirilmektedir. Dünyada şu ana dek doğru biçimde yapılan toplu itlaflarda da insana bulaşma saptanmamıştır.

Açıkta yetiştirilen kanatlıların hastalığın yayılmasında önemli bir etken olduğu doğru mu?

Kuş Gribi’nin görülme riskini artıran en önemli etmen açıkta yapılan kanatlı yetiştiriciliğidir. Göçmen kuşların yolları üzerinde bulunan ülkemizde bu şekilde yapılan yetiştiriciliğin bu hastalığın yayılmasına potansiyel olarak davetiye çıkardığı aşikardır.
Entegre tesislerde, denetimli bir şekilde yapılan tavukçulukta ise bu risk yok denecek kadar azdır. Çünkü kümeslerin dışarıyla teması minumum düzeye indirilmiştir. Biyogüvenlik önlemleri alınmıştır. Hayvanlar her gün düzenli olarak veteriner kontrolünden geçmektedir. Mekanlar düzenli olarak dezenfekte edilmektedir. Herhangi bir hastalık durumunda kanatlıların kesimhaneye sevkiyatları yapılmaz ve bu hayvanlar hızlı bir biçimde itlaf edilir.

Evimizde beslediğim kanarya, muhabet kuşu, papağan türü kuşlara hastalık bulaşır mı veya bunlardan insana hastalık geçer mi?

Evde beslenen kuşlara hastalık bulaşmaz, çünkü bulaşma çoğunlukla enfekte (bulaşık) hayvan, yem, su ve eşyalarla temasla olmaktadır. Bu nedenle gerekli özen gösterilen ev kuşları hastalığa yakalanmadığı gibi insana da bulaştırması söz konusu değildir. Ancak kuş gribinin görüldüğü ülkelerde unutulmamalıdır ki kanatlı hayvan pazarlarından uzak durmak en önemli koruma yollarından biridir.

Açıkta yetiştirilen sağlıklı hayvanlar neden itlaf edilmektedir?

Hastalık görülen yere yakın olması ve riskli bölgede açıkta gezinen kanatlıların virustan olası etkileşimi göz önüne alınarak bu hayvanlar itlaf edilmektedir.

Sektör hangi önlemleri alıyor?

* Modern çiftlikler, konusunda uzman veteriner hekimlerin kontrolü altındadır,
* Modern çiftliklerdeki personel eğitimlidir, bu konulara karşı hassastır,
* Modern çiftlikler, genel olarak hijyene önem veriyor ve özel olarak ise, çiftliklerin dezenfeksiyonunda bu hastalığın virüsünde de etkili olan dezenfektanlar kullanıyor,
* Her kümesin bakıcısı ayrı ve çalışanlar kümeslere özel olarak dezenfekte edilen ayrı bir ayakkabı ve tulumla giriyor, kümesten çıkarken de bu giysileri çıkarıyor,
Kümeslere ve çiftliklere ziyaretçi girişi kesinlikle yasaktır,
* Taşıtlar kümeslere sokulmuyor, çok gerekiyorsa dezenfekte edilerek içeri alınıyor,
* Kümeslerin dışı da içi kadar önemli olduğu için çevre de dezenfekte ediliyor ve özellikle taşıyıcı olabilecek kemirgenlerin kümeslere girişi engelleniyor,
* Yem, ekipman ve suda da aynı hassasiyet gösteriliyor, hijyen kurallarına uygun olmayanlar kullanılmıyor,

Çiftlik veya kümeslerde alınan önlemler yeterli mi?

Bu konuda bir bilinç oluşmuş durumda. Ama diğer doğal afetlerde olduğu gibi insan hataları, ihmaller az da olsa olabilir. Herkesin, her kesimin bazı asgari kurallara uyması gerekiyor.

Diyelim ki her türlü önleme rağmen vakaya rastlandı. O zaman ne yapılması gerektiği biliniyor mu?

Bu konudaki en önemli husus, çiftliklerde, en ufak bir kuşku durumunda hemen gerekli tahlillerin yaptırılması ve en ufak bir şüphe halinde hemen o çiftliğin her türlü giriş/çıkışa kapatılarak, İl/ilçe tarım Müdürlüğüne haber verilmesidir. Böyle bir durumda, içerdeki bütün hayvanların imha edilmesinden başka çare bulunmamaktadır. İmhanın nasıl yapılacağı, virüsün yayılmaması için neler yapılacağı Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından bütün ayrıntılarıyla üretici firmalara bildirilmiştir.

Tüketici tavuk yemeye devam edebilir mi?

Modern, entegre tesislerde yetiştirilen tavuklar risk altında değildir. Türkiye’deki üretimin çoğu da bu firmalar tarafından gerçekleştirilmektedir. Markalı, ambalajlı tavuk eti ve yumurtaların satın alınması bir çok gıda kaynaklı hastalıkların önlenmesi bakımından önemli olduğu gibi avian influenza dan da korunmayı sağlayan önemli bir araç olduğu unutulmamalı.
Kaldı ki iyi pişmiş tavukta virüs barınamamaktadır. Bu nedenle tüketicinin herhangi bir çekince duymasına gerek yoktur.

Tüketici yumurtayı yıkamalı mı?

Hayır tüketici yumurtayı yıkamamalıdır. Yumurtaya çıplak elle dokunduğu zaman sadece ellerini sabunlu su ile yıkamalıdır. Temel hijyen kuralı olarak yemeklerin hazırlanması esnasında eldiven giyilmelidir.

Tavuk vebası virüsü kanatlı etinde mevcutsa soğutma veya dondurma ile öldürmek mümkünmüdür?

Hayır mümkün değildir. Soğutma veya dondurma yöntemleri etin tazeliğini koruduğu gibi bilinen bakteri ve viruslarıda korumaktadır.

Grip aşısı, Kuş Gribi’ni önlemede yeterli bir önlem olabilir mi?

Şu anda insanlara yönelik olarak hali hazırda uygulanmakta olan grip aşılarının Kuş Gribi virüsü H5N1’i önleyici herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. Ancak aşı geliştirme çalışmaları devam etmektedir.

Kanatlı dışkısı ile bulaşmış evimizin balkonunu, araç ve gereçlerimizi nasıl temizlemeliyiz?

Tek kullanımlık su sızdırmaz plastik eldiven takılarak sabun veya detrajanlı suyla temizlemeliyiz.

Evimizin balkonunda veya bahçemizde gördüğümüz ölü kanatlı vakalarında ne yapmalıyız?

Plastik latex eldiven yada hazır da kullanabileceğiniz latex eldiven yoksa su sızdırmaz sağlam bir plastik poşet yardımıyla ölü kanatlı hayvan poşete konulurak ağzı sıkıca bağlanır. Eller en az yirmi saniye süreyle bol sabunlu su ile yıkanır. Tarım il ve ilçe Müdürlüklerine haber verilir. Bulaşık olması muhtemel çevre ve ekipmanlar çamaşır suyu ile dezenfekte edilir.

Tavuk Vebası (avian influenza,kuş gribi, HPAI) Hasatlığına Müdahale Eden Personelin (Vet. Hek, Tekniker, VST, İşçi, ) Kendi Sağlığını Koruması için Alması Gereken Tedbirler Nelerdir?

a) Mihrak için ayrılmış banyo altyapısı bulunan tek bir oda tahsis edilmelidir
b) Bu odalara girecek kişilerin kullanması için Avrupa Birliği EN 149:2001 standartlarında onaylanmış FFP3 solunum maskesi. Kişi bu maskeyi çalışmaya başlamadan önce yüz yapısına uygunluğunu test etmelidir.
c) Hastalıktan şüpheli veya bulaşmanın muhtemel olduğu vakalara müdahale eden tüm personel sıvı geçirmez özelikte vucudu iyi saran tulum ve elli iyice kavrayan eldivenler kullanmalıdır
d) El temizliğinde genel hijyen tedbirlerine özel bir önem verilmelidir.
e) Kuş gribine yakalanmış veya bundan şüpheli hayvanlarla temas eden bütün çalışanların koruyucu gözlük kullanmaları gerekmektedir.
f) Bütün hasta, ve hastalıktan veya bulaşmadan şüpheli hayvanlar ile tıbbi attıkların sızdırmaz tıbbı atık torba/çanta/konteynır lara konularak biogüvenlik tedbirleri kapsamında imha edilmesi gerekmektedir.
g) Hastalık halinde çevreye bulaşma ihtimali olan mekanların Hypochlorite(formalin, iyot bileşikleride olabilir) ile dezenfekte edilmesi gerekmektedir.
h) Hastalığa müdahele eden personelin çamaşırları hastalık bulaşanı olarak kabul edilmelidir.
ı) Tavuk vebası hastalığı çıkan bölgede “hasta veya ölmüş hayvanlarla” temasta olanlardan “bu hayvanları yemleyen, sulayan, atıklarını ve barınaklarını temizleyenlerle, gerekli korunma tedbirlerini almadan hayvanların itlafında veya ölü hayvanların bertaraf edilmesinde görev alanların” mutlaka İl Sağlık Müdürlüklerine müracaatı sağlanmalıdır.

Detaylı bilgi için İl Sağlık Müdürlükleri ile İl-İlçe Tarım Müdürlüklerine başvurabilirsiniz.

---HAŞHAŞ ÜRETİMİNDE EN ÇOK SORULAN SORULAR ve CEVAPLARI

1. Haşhaş ekim izni nasıl alınır?

Haşhaş ekimine müsaade edilen yerlerde üreticilerin ;

Kışlık ekilişlerde 1 Temmuz - 30 Ekim,
Yazlık ekilişlerde 1 Şubat - 15 Mart
tarihleri arasında mahalli TMO teşkilatına müracaat etmeleri gerekmektedir.

Bu tarihler dışında yapılan müracaatlar geçersizdir.

2. Kimlere haşhaş ekim izni verilmez ?

Yasal süresi içerisinde müracaat etmeyenlere,
Yanlış beyanda bulunanlara,
Form dilekçesi üretici ve muhtar tarafından imza edilmeyenlere,
Kontrol imkânı olmayan yerlerde ekim yapmak isteyenlere,
18 yaşını bitirmemiş olanlara,
Ekimden sebepsiz vazgeçenlere,
3298 sayılı Kanunun 4.üncü maddesi hükümleri veya Türk Ceza Kanununun kaçakçılıkla ilgili maddelerine göre kesinleşmiş mahkûmiyeti bulunanlara,
Çiftçi Kayıt Sistemine(ÇKS) üye olmayanlara,
haşhaş ekim izni verilmez.

3. Üretici başına ekim izni limiti kaç dekardır?

Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen ekim yerleri içerisinde kalan yerleşim yerleri için TMO tarafından belirlenen limit çerçevesinde bir üreticiye en fazla 3 tarlasında toplam 15 dekar alan için haşhaş ekim izni verilmektedir.

4. Hangi haller kaçak ekim sayılır?

İzin belgesi almadan ekim yapmak,
İzin belgesinde kayıtlı alandan fazla alana ekim yapmak,
İzin belgesinde kayıtlı tarladan başka tarlaya ekim yapmak,
kaçak ekim sayılır.

5. Haşhaşta münavebe (sal) niçin uygulanır ?

Toprak yorgunluğunun giderilmesi,
Hastalık ve zararlıların önlenmesi,
Kaliteli ürün elde edilmesi amacıyla,
münavebe sistemi uygulanmaktadır.

Münavebe sahası dışında ekim yapmak isteyenlere ekim izni verilmemektedir.

6. Haşhaştan iyi gelir elde edebilmek için ne yapmalı?

İyi bir toprak ve tohum yatağı hazırlanmalı,
Mibzerle ekim yapılmalı,
Kış zararını en aza indirmek için zamanında ekim yapılmalı,
Uygun gübre kullanımı için toprak analizi yapılmalı,
Gübre olarak dekar başına ;
7 Kg Triple Süperfosfat (Ekim öncesi toprak altına)
20 Kg Amonyum Sülfat ( Ekim öncesi toprak altına)
20 Kg Amonyum Nitrat (İlkbaharda üst gübre)

kullanılmalı,

Çapa ve seyreltme zamanında yapılmalı,
İmkan olan yerlerde sulama yapılmalıdır.
7. Niçin sertifikalı TMO tohumlukları kullanmalı ?

Uluslararası rekabet gücümüzün artırılması,
Ülkemizde haşhaş tarımının gelecek nesillerce de sürdürülebilmesi için yüksek alkaloid içeren sertifikalı TMO tohumlukları kullanılmalıdır.
8. TMO tohumluklarının ekilmediği nasıl anlaşılır ?

Haşhaş bitkisinin çıkışından itibaren ;

Yprak yapıları ve bitki gövdesinden,
Çiçeklenme döneminde çiçek renk ve ton farklarından,
Kapsülün şekil ve yapısından,
TMO tohumluklarının ekilip ekilmediği tespit edilmektedir.

9. TMO tohumluklarını alıpta ekmeyenler hakkında ne işlem yapılır. ?

Dağıtılan sertifikalı tohumlukların ekilip ekilmediği TMO elemanları tarafından kontrol edilecektir
TMO’ca verilen tohumlukları kullanmadığı tespit edilen üreticilere ;
- Ertesi yıl haşhaş ekim izni verilmeyecek,

- TMO’ca belirlenecek tohumluk bedelinin iki katı tahsil edilecektir.